Batı ve Doğu Tarzı Ekonomi Modelleri | Bir Eleştiri
Bir Iktisat profesörü ki zamanında Yard. Doç. iken kendisi üniversiteden 1 dersim için dahi olsa hocam olur, çıkıp CNN TV’ye rahat rahat şu cümleyi kurdu bugün:
“-Türkiye’de kişisel borçluluk oranı %42lerde. Fransa’da %116 Almamya’da %70.”
O esnada olay kamu dış borç oranına döndü vs derken…
Hani şunu demeye getiriyor: “borçluluk oranımız iyi, sıkıntı yok, risk yok. Gelişmiş ülkelerden bile iyi durumdayız….”
Şimdi burada iktisatın en önemli 2 ayrımını, yani makro iktisat ve mikro iktisat ayrımını doğru yapamadan eldeki veriye yorum yapmak tamamen gaflettir. Ya da adı her neyse.
Makro düzeyde istatistiki veri evet doğru gözükebilir, fakat ilk olarak Almanya Fransa vb ülkelerde insanların (iktisadi olarak hane halkı diye ifade edilir) tek borçlanma kaynağı ya da en büyük borçlanma kaynağı bankalardır. Oralarda %115 – %70 gibi yüksek oranlı rakamların çıkması tabiki gayet doğaldır.
Peki bizde niye bu oran düşük gözükür?
Çünkü bizde banka dışı borçlanma seçenekleri çok farklıdır. Örneğin es dost akrabaya, ana babaya olan borçlanışımızı düşünün. Bu tarz bir borçlanma bizde çoktur fakat Avrupa’da Amerika’da banka dışında böyle borçlanmayı bir deneyin bakalım, kim size borç verir anlayacaksınız.
Açıklanan “kişi başı borçluluk oranı” içinde gözükmeyen bu tür sebepleri iktisat profesörü hocam atlamış olacak ki %42lik kişi başı borçlanma oranını gayet makul buluyor!
Bakın şu son paragrafları dikkatli okumanızı rica ediyorum.
Literatürde, iktisat-ekonomi derslerinde GEÇMEYEN-ANLATILMAYAN bir ayrımdan bahsedeyim.
BATI TARZI EKONOMİ MODELİ ve DOĞU TARZI EKONOMİ MODELİ
Evet dünya ekonomi modelleri aslında köken olarak bu şekilde ayrılır. Bir veriyi, bir olguyu ya da ekonomik bir durumu açıklarken batı tarzı ekonomi modelleri ile doğu tarzı ekonomi modelleri ayrımını iyi yapmak, iyi idrak etmek, bu ayrımı da göz önünde tutarak veri analizi yapmak şarttır.
Borçlanma çeşitlerimizden eş-dost-akraba-ana-babadan faizsiz borçlanma çeşidimizden yukarda bahsettim. Bu bize ve asya-doğu tarzı ekonomi modellerinde olan en basit yöntemlerden biriydi.
Yine bizde mesela düğünlere, sünnetlere altın veya para olarak hediye verme geleneği vardır. Bu aslında bir borçlanma aracıdır. Hatta uzun vade yatırım bile sayılır. Çünkü bugün verilen hediyenin uzun vade sonrasında geri geleceği beklenir.
Bu tarz bir borçlanmaya batıda rastlayabilir misiniz? Rastlayamazsınız. Doğu tarzı ekonomilerde mikro düzeydeki bir durumdur bu ve bir çoğumuzun derdine de deva olur.
İşte bu tarz küçük ama ince ayrıntılar öyle makro düzeydeki istatistiki borçluluk oranları içinde bulunmaz, bulunamaz. Kayıt dışıdır. Ama aslen bizi biz yapan ve bugünlere dek çatara patara bir şekilde ayakta duruşumuzun da özetidir.
Halktan kopuk yapılan analizler her veriyi çöp olmaktan, kendi kendimizi kandırmaktan öteye gitmiyor gördüğünüz gibi.
İnsanlar borç içinde. Ülkenin en az en az yüzde 70i bir şekilde birilerine ve bankaya borçlu. Bir iki ay maaş almasa veya ticarette bir çeki karşılıksız ciksa / 2 ay gecikse batacak binlerce insan var.
Ekonomistler iktisatçılar ve idareciler sokağın dilini bilmek zorunda arkadaş.. Yoksa sadece veri olarak borçluluğumuz düşük gözükmüş olur.
Yoksa sadece veri olarak büyümüş oluruz, ama aslen gelişmiş olmayız, refah ekonomisine geçmiş olmayız.
Saygılar.
Burak V.