Bireysel ihtiyaç kredi kullanım oranında büyük düşüş yaşandı. 14 Nisan haftasında 826 milyar 656 milyon TL olan ihtiyaç kredileri geçtiğimiz hafta 3 milyar 986 milyon liralık düşüşle 822 milyar 670 milyon liraya geriledi.
10 Mart tarihinde Merkez Bankası tarafından bankalara gönderilen yazı ile daha önce ticari krediler için getirmiş olduğu ‘örtülü faiz sınırını’ ihtiyaç kredileri için de uygulamaya soktu.
Söz konusu düzenleme ile, menkul kıymet kapsamına girmeyecek en yüksek aylık faiz yüzde 1.37, yıllık faiz yüzde 18.56 olarak belirlendi. Bankaları düşük faiz ile menkul kıymet alımı arasında tercih yapma ikileme sokan bu düzenleme sonrasında yüzde 26,48 olan ihtiyaç kredi faizleri yükselerek yüzde 32,33’e kadar geldi.
KKM yani Kur korumalı mevduatların toplam büyüklüğü 2 trilyon TL sınırına ulaştı. Kur korumalı mevduatların büyüklüğü Merkez Bankası’nın kurlarıyla Dolar’a çevrilerek hesaplandığında 100 milyar dolar seviyelerine geldiği görüldü. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftalık yayınladığı verilerine göre KKM’lar 21 Nisan haftasında 89,2 milyar TL artışla 1,98 trilyon TL ile yeni rekor bir rekora ulaştı.
Merkez’in net uluslararası rezervleri 21 Nisan ile sona eren haftada 3.75 milyar dolar düşüşle 8.29 milyar dolara geriledi ve geçen yıl Temmuz sonundan bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Yaşanan deprem felaketinden sonra net rezervlerde görülen düşüş devam etti.
Net rezervlerde beş haftadır kaydedilen aralıksız düşüş 11.69 milyar dolar oldu. Geçen yıl Temmuz ayı başlarında 6.1 milyar dolara kadar gerileyen ve 20 yılın dip seviyesini gören net rezervler TCMB’nin aldığı döviz rezervini artırıcı çeşitli önlemlere rağmen depremden önce ancak dalgalı bir toparlanma sergilemişti.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks dolar/TL için adil değerin 21 seviyesinde olduğunu söyledi. IIF’in raporunda, 14 Mayıs seçimlerin “ülkenin varlıkları değer kaybetmiş krediye dayalı büyüme modelinin sonunu getirme potansiyeli bulunması nedeniyle” liranın toparlanabileceğini iddia etti.
“Bu, temel olarak olumlu olur ve IIF’i dolar/TL adil değer tahminini düşürmeye sevk edebilir” görüşünü iddia eden Brooks, TL’de değer kaybının süreceği beklentisinin yaygın olması nedeniyle, karamsarlığın “aşırı” seviyeye ulaştığı görüşünde.
